16 Ağustos 2015 Pazar

SARI SAÇLIM MAVİ GÖZLÜM, M. K. ATATÜRK



27 Ekim 1922’de Büyük Zaferi kutlamak üzere İstanbul’dan Bursa’ya gelen kalabalık bir öğretmenler grubu ile Bursa’nın öğretmenlerine Şark Tiyatrosu’nda gece toplantısında şöyle sesleniyordu: “Maarif programımızın, maarif siyasetimizin temel taşı cehaletin giderilmesidir. Bu giderilmedikçe yerimizdeyiz… Yerinde duran şey ise geriye gidiyor demektir. Bir taraftan genel olan cehli gidermeye çalışmakla beraber diğer taraftan sosyal yapısı doğrudan işe dayalı, uygulamalı, etkili ve yararlı kuşaklar yetiştirmek gerekir…”

Hanımlar, Beyler! İtiraf edelim ki biz üç buçuk sene öncesine kadar cemaat halinde yaşıyorduk. Bizi istedikleri gibi idare ediyorlardı. Dünya bizi, temsil edenlere göre tanıyordu. Üç buçuk senedir tamamen millet olarak yaşıyoruz. Bunun gerçek kanıtı Hükümet biçimimiz ve nitelikli Hükümetimizdi ki onu Büyük Millet Meclisi diye ilan etti…” (Atatürk’ün söylev ve Demeçleri C: II, S: 48-49)

* * * * * * * * * * * * 

Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr/haber/bugun-koy-enstitulerinin-kurulusunun-81-yildonumu-dogru-egitimin-bereketi-241157

3 Ağustos 2015 Pazartesi

Köy Enstitülü öğretmenlerimiz ve günümüz öğretmeni / Atila GİRGİN


Köy Enstitüsü geleneğinden gelen öğretmenlerimiz gerçek bir cumhuriyet aydını idiler. Mustafa Kemal ülküsü onların kalplerinde birer ışıktı ve o ışık, o güzel insanlar var oldukça hep sürdü gitti.... 
Gel zaman, git zaman eğitim sisteminin yozlaştırılmasıyla, toplumun tüm kurumlarındaki yozlaşmadan eğitim kurumlarımızda etkilendi.... 
Değişik kaynak ve kökten öğretmenler ve yaşam koşullarınında dayatmasıyla, eğitim uğraşları giderek aksadı ve geldik bugünlere....
Ben bu konuyu en genel bir tanımla " SİSTEM, SİSTEM, SİSTEM" OLARAK yanıtlasak herhalde daha özlü olacak diye düşünüyorum.... 
Eğitimimizi piyasanın vahşi koşullarına teslim eden, ve hatta tercihini bilerek ve isteyerek bu yönde kullanan sistem başlıca suçludur.... 
Evet sevgili dostlar, çok değerli öğretmenlerimiz herdaim var ve varolmaya da devam edecek, ancak belirleyici olan onların bireysel duruşları değil, serbest piyasa düzeninin acımasız koşullarıdır. Eğitimimizin diplere vurmasının temel nedenini böyle görüyorum.... 
Dostluk ve esenlik dileklerimle.
Dost kalın, dostlukla kalın....
* * * * * * * * *

KÖY ENSTİTÜLERİNİN KURUMSAL KALITINA DAİR KÜLTÜR BAKANLIĞINDAN DEĞERLİ BİR AÇIKLAMA”

Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü’nün, Konya Valiliği’ne gönderdiği 4 Ocak 2000 tarihli yazısına dayanıyor. Kararda şu ifadeler yer alıyor:

Bilindiği gibi Köy Enstitüleri’nin Cumhuriyet dönemi çağdaş kültürel gelişmemizde çok özel ve önemli bir yeri bulunmaktadır. Toplumsal aydınlanmamıza büyük katkıda bulunan ve dünyanın birçok ülkesinde örnek eğitim kurumu olarak esin kaynağı yapılan Köy Enstitülerinin birçoğunun binaları da halen Cumhuriyet dönemi anılarını taşıyarak varlıklarını sürdürmektedir.

Yurt düzeyine yayılmış bulunan Köy Enstitüsü binaları, önemli tarihsel ve kültürel süreçlere tanıklık eden ve Cumhuriyet döneminin Atatürk ilkelerini yaşama geçirmek üzere eğitim ve çağdaş uygarlık hedeflerini simgeleyen kimlikleriyle, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 6.maddesi gereği korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarıdır.

Bu nedenle ekli listede yer alan ve Valiliğimiz sınırları içersinde bulunan Köy Enstitüsü binalarının 2863 sayılı yasa gereğince korunmalarının sağlanması ve yapılacak her türlü uygulama öncesinde Bakanlığımızdan izin alınması hususunda gereğini rica ederim.”

* * * * * * * * * * * *

KAYNAK: http://girgin-huseyin.blogspot.com/2022/07/ivriz-koy-enstitusu-peskes-mi-cekiliyor.html

* * * * * * * * * * * *