75.
KURULUŞ YILDÖNÜMÜNDE KÖY ENSTİTÜLERİ ANLAYIŞININ EĞİTİMİN
HER ALANINA EGEMEN OLMASINI DİLİYORUZ
Hangi
temel soruna veya hangi sorunun temel nedenine bakarsanız bakın,
doğrudan eğitimle ilgili olduğu görülür. Bir ulusun, yaşadığı
çağın gereklilik ve gerçekliklerini kavrayıp, ona uygun gelişim
ve kalkınma düzeyini yakalaması ancak yüksek nitelikli bir eğitim
anlayışı ve bu anlayışın etkin şekilde uygulanması ile mümkün
olabilir.
Çağdaş
uygarlık düzeyine ulaşmayı kendisine toplumsal hedef olarak
belirleyen genç Türkiye Cumhuriyeti, bu anlayışın bir gereği
olarak 17 Nisan 1940'da yurdun dört bir bucağında "Köy
Enstitüleri" kurmaya başlamıştır. 1924 yılında, o zamanki
toplumsal yapı ve ülke ihtiyaçlarına en uygun eğitim modelinin
tespiti amacıyla ülkeye davet edilen Philadelphia Üniversitesi’nden
Profesör John Dewey tarafından hazırlanan raporda köy
enstitülerinin modeli tarif edilmiştir. Dolayısıyla bu özgün
modelin temelinin 1924 yılında bizzat Gazi Mustafa Kemal Atatürk
tarafından atıldığını ifade etmek yanlış olmayacaktır.
Dünya
eğitim tarihinin en özgün modellerinden birisi olan köy
enstitülerinin temel vasıflarını ve ayırt edici özelliklerini
tanımlamak gerekirse, şu tespitleri yapmak mümkündür:
Köy
enstitüleri her bakımdan ulusal bir projedir. Proje, ülkenin
içinde bulunduğu onca yoksulluk ve yoksunluklara karşın, adeta
imkânsızlıklardan imkân yaratılarak hayata geçirilmiştir. Öyle
ki; olmayan öğretim kadrosu, aşama aşama köy enstitülerinde
yetiştirilmiş; okul binalarının büyük bölümü köy enstitülü
öğrencilerce inşa edilmiştir. Bundan başka teorik ve pratik
müfredatın belirlenmesinde, Türk halkının o günkü acil ihtiyaç
ve öncelikleri esas alınmıştır.
Köy
enstitüleri devrimci bir projedir. Bir üstyapı olarak gerçeklik
kazanan Cumhuriyet Devriminin, toplumsal anlamda taban tutması ve
kurumsallaşması başlıca hedef olarak benimsenmiştir. Cumhuriyet
Devriminin temsil ettiği çağdaş değerlerle donatılan genç
mezunlar, gelenekselleşen “padişahın kulu olma” anlayışını
yıkmayı ve bunun yerine, kendilerini insanlık âleminin onurlu
bireyleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin gururlu birer vatandaşı
hissetmelerini sağlama sorumluluğunu, kutsal bir görev anlayışıyla
üstlenmişlerdir.
Köy
enstitüleri bir aydınlanma, deyim yerindeyse Türkiye Rönesansını
başlatma harekâtıdır. Hurafelerin kararttığı düşünce
dehlizlerinden derlenen öğrenciler, sanatla tanıştırılmış;
bilim ve fennin ışık yüklü taşıyıcıları olmuşlardır.
Köyden gelip köye dönen genç öğretmenler, boğazına kadar
cehalet bataklığına saplanmış bir toplumun, her alanda
aydınlatılmasını tarihsel bir ödev olarak görmüşler;
öğrencilerle yetinmeyip köylüyü de eğitmeye koyulmuşlardır.
Üretirken
eğiten köy enstitüleri, günümüzde tüm olgun demokrasilerde
uygulanan “hayat boyu eğitim”in de öncüsüdür.
Köy
enstitülerinde benimsenen eğitim öğretim yöntemi, hala
aşılamamış bir çağdaş eğitim anlayışını temsil
etmektedir. Bugün gelinen noktada eğitimin tamamen devre dışı
bırakıldığı; öğretimin de öğrencileri hayata değil sınava
hazırlama esasına göre şekillendirildiği gözetildiğinde, köy
enstitülerinin değeri daha iyi anlaşılacaktır.
Köy
enstitüleri, bütün bu özellikleri nedeniyle bir takım iç ve dış
egemenlerce hedef tahtasına konulmuş; kurgulanan iftira
kampanyalarının hedefi olmuştur. Cumhuriyet Devrimine hayat veren
bu kurumlar, Cumhuriyet karşıtları tarafından karabasan gibi
algılanmış ve sonuçta da ne yazık ki kapatılmışlardır.
Bugün
ilkelerden, amaçlardan, stratejik planlamalardan, tanımlanmış
hedef ve politikalardan arındırılmış eğitimin, tam anlamıyla
bir keşmekeş içinde bulunduğu ortadadır. Yapılması gereken;
elbette ki ‘’köy enstitüleri’’ adıyla okullar açmak
değil, dogmatik kabuller yerine analitik düşünceyi esas alan,
bilimsel zihniyet inşasını ilke edinen köy enstitüleri
anlayışını, eğitimin her alanına yeniden egemen kılmaktır.
Bu
duygu, düşünce ve umutlarla, köy enstitülerinin 75. kuruluş
yıldönümünü buruk şekilde kutluyoruz. Başta Gazi Mustafa Kemal
Atatürk ve John Dewey olmak üzere projenin mimarları Hasan Ali
Yücel, İsmail Hakkı Tonguç ile hayatını kaybeden tüm köy
enstitülülere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı
ömürler diliyoruz.
Kamuoyuna
saygı ile duyurulur.
Türkiye
Barolar Birliği