Fakir Baykurt sevgisi
Mustafa
GAZALCI / Eğitimci - Yazar
“Aramızdan
yirmi yıl önce ayrılan değerli yazar, örnek öğretmen örgütçüsü
Fakir Baykurt, 1990’daki bir yazısında 'Köy Enstitüleri olmasa,
birçok arkadaşım gibi ben de okuyamaz, öğretmen olamazdım.
Bunun yerine çok adanmış bir tarikatçı olurdum' diyor.”
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
MUSTAFA
GAZALCI/ EĞİTİMCİ-YAZAR, 16. VE 22. DÖNEM CHP DENİZLİ
MİLLETVEKİLİ
Bugün
birçok yoksul çocuğumuz ne yazık ki tarikatların ağında. Fakir
Baykurt ise 1940’ların koşullarında Gönen Köy Enstitüsü’nde
okuyarak, kendisini sürekli yetiştirerek seçkin bir yazar oldu.
“Yılanların Öcü”, “Kaplumbağalar” , “Tırpan” gibi
başyapıtlar yazdı. “Kara Bayram”, “Irazca”, “Kır
Abbas”, “Dürü” gibi unutulmaz “tip”ler yarattı.
O,
her koşulda yazmaya zaman ayırdı. Barış Zinciri kitabımı
alınca 29 Nisan 1992’de yazdığı mektupta “...Gittikçe
çoğalan sorumlulukların ve işlerin arasında yazmaya bir parça
zaman bulabilmeni dilerim. Gerçekte zaman denen büyük değerin
görece bir özelliği var. Hiçbirimizin işi, Tonguç’unkinden
daha başımızdan aşkın olamaz. O ne iyi bir örnektir; onca işi
arasında yazmaya da zaman bulabiliyordu.”
Köy
Enstitüsü’nde okuduğu yıllardan ölünceye değin yazdı.
Köylüyü, kentliyi, işçiyi, Almanya’daki gurbetçiyi kısaca
insanı yazdı. Arı, duru, akıcı bir Türkçe kullandı.
Yapıtlarıyla birçok ödül aldı. Bundan tam 20 yıl önce 11 Ekim
1999’da aramızdan ayrıldı.
Türkiye
Öğretmenler Sendikası (TÖS) Genel Başkanı olduğu dönemde
“Devrimci Eğitim Şurasını” (1968), “Büyük Öğretmen
Mitingi, Yürüyüşü” ve Büyük Öğretmen Boykotu”nu (1969)
gerçekleştirdi.
TÖS’ün
1969’da, Kayseri Alemdar Sineması Genel Kurulu’nu kışkırtılmış
yobazlar bastığında, Genel Başkan Fakir Baykurt arkadaşlarıyla
yılmadan hepimizi savundu. Yüzlerce öğretmenin, Sivas Madımak
benzeri yakılmaktan, kıl payı kurtulduğu bu toplantıda ben de
genç bir öğretmen olarak Denizli Tavas delegesiydim. Kitaplarını
okuyarak sevdiğim Fakir Baykurt o gün hepimizin gözünde,
yüreğinde daha çok değer kazandı.
Öğretmenlik
yaparken sürgün oldu, bakanlık Emrine alındı, 12 Mart’tan
sonra TÖS davasından tutuklu kaldı.
1960’dan
sonra ünlü Yılanların Öcü romanının oyunlaştırılarak
Devlet Tiyatrolarında oynanmasına karar verilir. 1962 yılında
Cumhuriyet Senatosu’nda Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi
görüşülürken bu konu tartışılır.
Adalet
Partisi (AP) Samsun Senatörü Tevetoğlu, bu yapıtından dolayı
Fakir Baykurt’un müfettişlikten alınmasını, sınıfa
sokulmaması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürür:
“Bu
eserin Türk tiyatrosunda oynanmasına asla ve asla Türk Cumhuriyet
Senatosu ve Türk umumi efkârı razı olamaz. Bu bir sanat skandalı
değildir. Bu doğrudan doğruya kültür Bolşevizm’inin bu
memlekette uygulanması için harcanan zararlı çabalar ve
direnmelerdir. Buna müsaade etmeyeceğiz.”
Yılanların
Öcü oyunu Devlet Tiyatrolarında oynanmaz. Bu tartışmalar olurken
filmin de yasaklanmasını isteyenler olur. Bu arada filmi izleyen
Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel filmi över, böylece yasaklamaktan
kurtulur.
Oysa
Türkçenin başyapıtlarından olan Yılanların Öcü, 1958 yılında
Yunus Nadi Roman ödülünü kazandı. Çok beğenilen filmlerinden
sonra geçen yıllarda dizi oldu. Roman olarak da birçok baskı
yaptı.
11.10.2019
/ www.aydinlik.com.tr –
Özgürlük Meydanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder