22 Ağustos 2021 Pazar

Köy Enstitüsü'ne kaydını yaptıran o kızlar... / Özbek İNCEBAYRAKTAR

Köylerinden ilk kez çıkıp Köy Enstitüsü'ne kaydını yaptıran o kızlar...


''Dağ başlarında unutulmuş kızdınız, oğuldunuz.
Yazgısına küs topraklarda birer serçe kuşuydunuz.''
Onlar,
Köy çocuklarıydı.
Kurumuş çalılar gibiydiler bozkırda.
Kavrulmuş ekinler gibiydiler.
Geldiler,
Yalın ayakları
Ve
Yırtık mintanlarıyla geldiler,
Gönen’e, Aksu’ya, Kepirtepe’ye.
Ezilmiş, sömürülmüş, horlanmış
Ve
Unutulmuştular bin yıldır.
Ferhat oldular,
Yardılar İdris Dağını.
Gürül gürül akıttılar suyunu,
Hasanoğlan’a.
Köroğlu oldular,
Kafa tuttular Bolu Beylerine.
Yıktılar saltanatını ağaların.
Tolstoy’u Balzac’ı okudular koyun güderken.
Mozart’ı, Bethoven’i çaldılar dağ başlarında.
Moliere’i, Sophokles’i oynadılar.
Horon teptiler Beşikdüzü’nde kol kola.
Halay çektiler Yıldızeli’nde türkülerle.
Diz vurdular Ortaklar’da efece...
Siz,
Her gece,
Mehtaba çıkarken Heybeli’de,
Onlar,
Duvar ördüler,
Çatı çattılar.
Yıldızlara bakarak yaz geceleri,
Harman yerlerinde yattılar.
Kazma salladılar yorulmadan.
Kerpiç döktüler
Kerpiç.
Sızlanmadılar hiç.
Yakıştı nasırlı ellerine,
Kitap ve çekiç.
Başladı yurt harmanında imece...
Bir gece,
Karanlık inlerinden sinsice,
Brütüsler çıktı ansızın.
Çektiler zehirli hançerlerini,
Vurdular sırtlarından haince...
Çıktı mağaralarından yarasalar,
Çıktı halk düşmanları,
Üşüştü sülükler gibi üstümüze.
Emdiler kanımızı,
Doymadılar.
Yıktılar umudunu Türkiyemin.
Aydınlık bir Türkiye gelir aklıma,
Kalkınmış bir Türkiye gelir,
Köy Enstitüleri denince.
Özbek İNCEBAYRAKTAR

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

KAYNAK: “KÖY ENSTİTÜLÜLERİN ÇOCUKLARI” FACEBOOK GURUBU

https://www.facebook.com/photo/?fbid=1450014872023355&set=gm.1493551750999436


18 Ağustos 2021 Çarşamba

Köy Enstitülü Aray ailesinin yaşam öyküsü: Rüzgar Kanatlılar / AYDIN KARATAŞ

Köy Enstitülü Aray ailesinin yaşam öyküsü: Rüzgar Kanatlılar / AYDIN KARATAŞ

Cumhuriyetimizin örnek aydınlanma ve üretim yuvaları olan Köy Enstitüleri hakkında bugüne kadar basılan kitap sayısı saptayabildiğim kadarıyla 500’e yaklaştı. Anne ve babası Köy Enstitüsü mezunu olan emekli öğretmen Hatice Aray’ın kaleme aldığı "Rüzgâr Kanatlılar - Köy Enstitüleri ve Türkiye" adlı kitabı da bu kitaplar arasına katmak gerekir. Kitap, Kaynak Yayınlarından yeni çıktı.

Yazarın ilk yapıtı olmasına karşın oldukça akıcı, duru bir anlatıma sahip olan bu kitap, sadece bir ailenin özyaşam öyküsünü anlatmıyor; aynı zamanda ülkemizde 1945’ten sonra gelişen karşıdevrim sürecini de özetliyor. Başta büyük önder Atatürk olmak üzere ilerici yazarlardan yapılan alıntılar yaşanan toplumsal olayları tarihsel derinlik içerisinde değerlendirme olanağı sunuyor okuyucuya.

Bol fotoğraf ve belgelerle desteklenen kitap Mustafa Aray ve Nimet Gürdal Aray’ın doğumlarından ölümlerine kadar süren yaşamlarını anlatıyor. 1927 yılında Adana – Dörtyol – Payas – Karayılan Köyü’nde doğan Mustafa Aray ile 1926 yılında Adana – Ceyhan – Çakaldere Köyü’nde doğan Nimet Gürdal’ın yolları Düziçi Köy Enstitüsü’nde kesişir. Mustafa Aray 1940, Nimet Gürdal 1941 yılında enstitüye yazılır. 6 Ekim 1943’te Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel, Dışişleri Bakanı Hasan Saka, İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç, Seyhan Valisi Akif Eyidoğan ve üst bürokratlar enstitüyü ziyaret ederler. Ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Düziçi Köy Enstitüsü Müdürü Ahmet Lütfü Dağlar’a bir isteği olup olmadığını sorar. Müdür Dağlar iki istekte bulunur. Birincisi enstitüye çok yakın olan Yarbaşı’na bir tren durağının yapılması, diğeri de enstitüye bir kamyon verilmesi. İnönü “Birincisi kolay, ikincisine söz veremem” der. Ziyaretten kısa bir süre sonra hızlı bir çalışmadan sonra Yarbaşı Tren Durağı hizmete açılır.

Mustafa Aray yapıcılık, Nimet Gürdal da biçki-dikiş sanatıyla enstitüden birer yıl arayla mezun olurlar. Hemen evlenirler. İlk görev yerleri Dörtyol’un İcadiye Köyü’dür. 1944’ten 1960’a kadar kesintisiz 16 yıl bu köyde hizmet yapan Aray’lar, daha bitirilmemiş olan köy okulunu tamamlar, eğitime açar, kız çocuklarının okula devamlı gelmesi için uğraşır, okul bahçesini ağaçlandırır, salgın hastalıklara karşı köylüleri bilgilendirir, kadınlara biçki-dikiş kursu açarlar. Mezun ettiği ve evlenmelerine izin verdiği Aray çiftinin başarılı çalışmalarını yakından izleyen Düziçi Köy Enstitüsü Müdürü Ahmet Lütfü Dağlar onları kutlar ve onlara iki koyun armağan eder.

İlk öğretmenlik yılında Mustafa Aray’ın dersine Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel, yanındaki heyetle birlikte girer. Mustafa öğretmen dersin bitiminde, Bakan Yücel’e ailelerin kız çocuklarını okula göndermek istemediklerini söyler ve devam eder: “Bazı aileler kız öğrencilerin gelişmişliklerini göstermek için kızların göğüslerini pamukla destekleyerek kaymakamın karşısına çıkıyorlar. Bunun üzerine kaymakam da bizden bu öğrencilerin kaydının silinmesini istiyor.” Kısa bir sessizlik olur. Sessizliği kararlı, tok sesiyle Bakan Yücel bozar. Yücel, heyetteki kaymakama dönerek, “Kaymakam Bey, Kaymakam Bey! Ben her zaman buraya gelip kaymakam arayacak değilim. Bu kız öğrencilerin memeleri kafam kadar olsa dahi bu okula gelecekler. Okumayı öğrenecekler, çağdaş bilgiyle donanıp ilkokulu bitirecekler. Çünkü ilköğretim her insan için hava gibi, su gibi hayat kaynağıdır” der.

İcadiye Köyü İlkokulu’nda Nimet öğretmeni teftişe gelen bir müfettiş, teftiş sırasında öğrencinin ders kitabını eline alır, kitabın girişindeki İsmet İnönü’nün resminin bulunduğu sayfayı yırtmak ister. Sayfanın yırtılmasına izin vermeyen Nimet öğretmen, müfettişe sert tepki gösterir. Bunu içine sindiremeyen müfettiş Nimet öğretmenin teftiş puanını düşük tutar.

İcadiye Köyü’nde aile de genişler, Aray çitfinin dört çocuğu dünyaya gelir. Çocukların en büyüğü Fatma, ortaokula gitme çağına gelince Aray’lar İskenderun’a tayin isterler. 1977 yılında emekli oluncaya kadar İskenderun’da görev yapan Aray’ların üç kızı öğretmen, tek erkek çocuğu ise inşaat mühendisi olur. Anne-babasının “ortanca” diye seslendikleri Hatice Aray, bir yıl aynı okulda annesiyle birlikte öğretmen olarak çalışma sevincini yaşar.

Aray ailesi her zaman Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kalır, tam bir cumhuriyet ailesi olduklarını yaşamları boyunca gösterirler. 1945’ten sonra ülkemizde yaşanan karşı devrimin asıl kaynağının ABD emperyalizmi olduğunun bilincindedirler. Çocuklarını da cumhuriyet ve Atatürk aşkıyla çağdaş yetiştiren Mustafa Aray 2004 yılında, Nimet Gürdal Aray da 2013 yılında sonsuzluğa göç eder. Mustafa ve Nimet öğretmenin aydınlık mirasını şimdi çocukları ve torunları taşıyor.

Doğdukları köylerin zor koşullarından kurtulan boz giysili Köy Enstitülüler, öğretmen olduktan sonra görev yaptıkları her yerde, en ücra yerlerde bile etrafına ışık vermeye, yaşantılarıyla çevrelerine örnek olmaya devam eder, binlerce aydınlık yüzlü öğrenci yetiştirirler. Hatice Aray’ın yazdığı "Rüzgâr Kanatlılar - Köy Enstitüleri ve Türkiye" adlı kitap bunun en güzel kanıtlarından birisidir.

*Hatice Aray, Rüzgâr Kanatlılar - Köy Enstitüleri ve Türkiye, Kaynak Yayınları, İstanbul, Haziran 2021, 552 sayfa.
* * * * * * * * * * * *

KAYNAK: aydinli.com.tr

https://www.aydinlik.com.tr/haber/koy-enstitulu-aray-ailesinin-yasam-oykusu-ruzgar-kanatlilar-253688-1