Köy
Enstitülü Aray ailesinin yaşam öyküsü: Rüzgar Kanatlılar /
AYDIN KARATAŞ
Cumhuriyetimizin
örnek aydınlanma ve üretim yuvaları olan Köy Enstitüleri
hakkında bugüne kadar basılan kitap sayısı saptayabildiğim
kadarıyla 500’e yaklaştı. Anne ve babası Köy Enstitüsü
mezunu olan emekli öğretmen Hatice Aray’ın kaleme aldığı
"Rüzgâr Kanatlılar - Köy Enstitüleri ve Türkiye" adlı
kitabı da bu kitaplar arasına katmak gerekir. Kitap, Kaynak
Yayınlarından yeni çıktı.
Yazarın
ilk yapıtı olmasına karşın oldukça akıcı, duru bir anlatıma
sahip olan bu kitap, sadece bir ailenin özyaşam öyküsünü
anlatmıyor; aynı zamanda ülkemizde 1945’ten sonra gelişen
karşıdevrim sürecini de özetliyor. Başta büyük önder Atatürk
olmak üzere ilerici yazarlardan yapılan alıntılar yaşanan
toplumsal olayları tarihsel derinlik içerisinde değerlendirme
olanağı sunuyor okuyucuya.
Bol
fotoğraf ve belgelerle desteklenen kitap Mustafa Aray ve Nimet
Gürdal Aray’ın doğumlarından ölümlerine kadar süren
yaşamlarını anlatıyor. 1927 yılında Adana – Dörtyol –
Payas – Karayılan Köyü’nde doğan Mustafa Aray ile 1926
yılında Adana – Ceyhan – Çakaldere Köyü’nde doğan Nimet
Gürdal’ın yolları Düziçi Köy Enstitüsü’nde kesişir.
Mustafa Aray 1940, Nimet Gürdal 1941 yılında enstitüye yazılır.
6 Ekim 1943’te Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Milli Eğitim
Bakanı Hasan Âli Yücel, Dışişleri Bakanı Hasan Saka,
İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç, Seyhan Valisi
Akif Eyidoğan ve üst bürokratlar enstitüyü ziyaret ederler.
Ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Düziçi Köy
Enstitüsü Müdürü Ahmet Lütfü Dağlar’a bir isteği olup
olmadığını sorar. Müdür Dağlar iki istekte bulunur. Birincisi
enstitüye çok yakın olan Yarbaşı’na bir tren durağının
yapılması, diğeri de enstitüye bir kamyon verilmesi. İnönü
“Birincisi kolay, ikincisine söz veremem” der. Ziyaretten kısa
bir süre sonra hızlı bir çalışmadan sonra Yarbaşı Tren Durağı
hizmete açılır.
Mustafa
Aray yapıcılık, Nimet Gürdal da biçki-dikiş sanatıyla
enstitüden birer yıl arayla mezun olurlar. Hemen evlenirler. İlk
görev yerleri Dörtyol’un İcadiye Köyü’dür. 1944’ten
1960’a kadar kesintisiz 16 yıl bu köyde hizmet yapan Aray’lar,
daha bitirilmemiş olan köy okulunu tamamlar, eğitime açar, kız
çocuklarının okula devamlı gelmesi için uğraşır, okul
bahçesini ağaçlandırır, salgın hastalıklara karşı köylüleri
bilgilendirir, kadınlara biçki-dikiş kursu açarlar. Mezun ettiği
ve evlenmelerine izin verdiği Aray çiftinin başarılı
çalışmalarını yakından izleyen Düziçi Köy Enstitüsü Müdürü
Ahmet Lütfü Dağlar onları kutlar ve onlara iki koyun armağan
eder.
İlk
öğretmenlik yılında Mustafa Aray’ın dersine Milli Eğitim
Bakanı Hasan Âli Yücel, yanındaki heyetle birlikte girer. Mustafa
öğretmen dersin bitiminde, Bakan Yücel’e ailelerin kız
çocuklarını okula göndermek istemediklerini söyler ve devam
eder: “Bazı aileler kız öğrencilerin gelişmişliklerini
göstermek için kızların göğüslerini pamukla destekleyerek
kaymakamın karşısına çıkıyorlar. Bunun üzerine kaymakam da
bizden bu öğrencilerin kaydının silinmesini istiyor.” Kısa bir
sessizlik olur. Sessizliği kararlı, tok sesiyle Bakan Yücel bozar.
Yücel, heyetteki kaymakama dönerek, “Kaymakam Bey, Kaymakam Bey!
Ben her zaman buraya gelip kaymakam arayacak değilim. Bu kız
öğrencilerin memeleri kafam kadar olsa dahi bu okula gelecekler.
Okumayı öğrenecekler, çağdaş bilgiyle donanıp ilkokulu
bitirecekler. Çünkü ilköğretim her insan için hava gibi, su
gibi hayat kaynağıdır” der.
İcadiye
Köyü İlkokulu’nda Nimet öğretmeni teftişe gelen bir müfettiş,
teftiş sırasında öğrencinin ders kitabını eline alır, kitabın
girişindeki İsmet İnönü’nün resminin bulunduğu sayfayı
yırtmak ister. Sayfanın yırtılmasına izin vermeyen Nimet
öğretmen, müfettişe sert tepki gösterir. Bunu içine
sindiremeyen müfettiş Nimet öğretmenin teftiş puanını düşük
tutar.
İcadiye
Köyü’nde aile de genişler, Aray çitfinin dört çocuğu dünyaya
gelir. Çocukların en büyüğü Fatma, ortaokula gitme çağına
gelince Aray’lar İskenderun’a tayin isterler. 1977 yılında
emekli oluncaya kadar İskenderun’da görev yapan Aray’ların üç
kızı öğretmen, tek erkek çocuğu ise inşaat mühendisi olur.
Anne-babasının “ortanca” diye seslendikleri Hatice Aray, bir
yıl aynı okulda annesiyle birlikte öğretmen olarak çalışma
sevincini yaşar.
Aray
ailesi her zaman Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kalır, tam
bir cumhuriyet ailesi olduklarını yaşamları boyunca gösterirler.
1945’ten sonra ülkemizde yaşanan karşı devrimin asıl
kaynağının ABD emperyalizmi olduğunun bilincindedirler.
Çocuklarını da cumhuriyet ve Atatürk aşkıyla çağdaş
yetiştiren Mustafa Aray 2004 yılında, Nimet Gürdal Aray da 2013
yılında sonsuzluğa göç eder. Mustafa ve Nimet öğretmenin
aydınlık mirasını şimdi çocukları ve torunları taşıyor.
Doğdukları
köylerin zor koşullarından kurtulan boz giysili Köy Enstitülüler,
öğretmen olduktan sonra görev yaptıkları her yerde, en ücra
yerlerde bile etrafına ışık vermeye, yaşantılarıyla
çevrelerine örnek olmaya devam eder, binlerce aydınlık yüzlü
öğrenci yetiştirirler. Hatice Aray’ın yazdığı "Rüzgâr
Kanatlılar - Köy Enstitüleri ve Türkiye" adlı kitap bunun
en güzel kanıtlarından birisidir.
*Hatice
Aray, Rüzgâr Kanatlılar - Köy Enstitüleri ve Türkiye, Kaynak
Yayınları, İstanbul, Haziran 2021, 552 sayfa.
* * * * * * * * * * * *
KAYNAK:
aydinli.com.tr
https://www.aydinlik.com.tr/haber/koy-enstitulu-aray-ailesinin-yasam-oykusu-ruzgar-kanatlilar-253688-1