1960' lı yılların tanığı bazı sevgili dostlardan bir demet anı
Mehmet Yaman: Benim dönemimde Gazi ilkokulunda öğretmenlik yapan öğretmenlerimizden hatırlayabildiklerim, Ahmet Küçük, Sadık Kocabaş, Hüseyin Girgin, Ömer Gültekin, Mustafa Meriç, Rafet Taş, Hüseyin Bardak, Nejat Deniz, Meftune Aycan, Suzan Kudal öğretmenlerimizin ve bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlar, hayat olmayan öğretmenlerimize Allahtan rahmet, sağ olanlara uzun ömürler diler, saygılarımı sunarım.
* * *
* * * * * *
Emin Helvacılar: Dünyanın En Değerli Varlıkları
Olan Siz Öğretmenler! Bugün, Türk Öğretmeninin Şeref Günüdür.
Ona Olan Saygıyı Yenileme, Onun Yüceliğini Anma Günüdür. Böyle
Anlamlı Bir Günde Hepinizi Sevgiyle, Candan Kutluyoruz.
* * * * * * * * *
İbrahim
Helvacılar: 1955 yılında başladığım ilkokulun 1 ve 2.nci
sınıflarını Sarayköy Gazi İlkokulu'nda okudum. Öğretmenim
Abdullah Aslankara idi. Rahmetli öğretmenim derslerde hiç söz
etmedi ama, ben onun Çanakkale Savaşlarına katıldığını üç-beş
sene önce internetten öğrendim.
Böyle bir öğretmen
öğrencisine ne öğretirse onu öğrendim!..
1957 yılında,
24 Mayıs İlkokulu açıldıktan sonra kaydım oraya aktarıldı. 3,
4 ve 5.nci sınıfları 24 Mayıs İlkokulu'nda Galip Haznedar'ın
öğrencisi olarak okudum ve 1960 yılında oradan mezun oldum.
Rahmetli öğretmenim müzik derslerinde sınıf arkadaşlarımdan
Bayram Küçük'ü tahtaya kaldırır ve ondan bir türkü okumasını
isterdi. Bayram da her defasında Çanakkale türküsünü okurdu:
"
Çanakkale içinde vurdular beni / Ölmeden mezara koydular
beni...."
Galip Bey de oturduğu öğretmen kürsüsünde
başını bir eline dayayıp, sessizce ağlardı, (şimdi bunları
yazarken ben de ağlıyorum).
Böyle bir öğretmen öğrencisine
ne öğretirse onu öğrendim!...
Rahmetli öğretmenim o
yıllarda Terazi Çeşme Meydanı'na yakın bir sokakta, bir göz
evde otururdu. Fötr şapkası, jilet gibi ütülü pantolunu, takım
elbisesi ve boyalı-cilalı ayakkabısı ile her zaman tertemiz ve
pırl pırıl giyinir, Sarayköy'de adeta Cumhuriyet'i ve Atatürk'ü
temsil ederdi. Evinden çikıp Belediye önünden Atatürk Caddesi
boyunca okula giderken, dükkanlarının önünde oturan esnaf, Galip
Bey'i görünce ayağa kalkar, onu selamlardı. Galip Bey de her
seferinde başındaki fötr şapkasını eliyle yukarı doğru
kaldırarak onların selamına karşılık verirdi.
Sınıf
öğretmenlerim oldukları için sadece sevgili öğretmenlerim
Abdullah Bey ve Galip Bey'in adlarını andım. Ayni yıllarda Gazi
İlokukulu, 24 Mayıs İlkokulu ve Sarayköy Ortaokulu'nda
Sarayköylülere hizmet vermiş olan diğer sevgili öğretmenlerimizin
adlarını tek tek yazamadım. Tüm öğretmenlerimizi saygı ve
sevgi ile anıyorum. Aramızdan ayrılmış olanlara rahmet, yaşamını
sürdürmekte olanlara sağlıklar diliyorum.
Ve son söz:
Şimdi böyle öğretmenler var mı? Yoksa, neden yok?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder