9 Eylül 2022 Cuma

Köy Enstitüleri'nin öğrencileri / HATİCE ARAY




Köy Enstitüleri'nin öğrencileri, okullarını bitirip köylerine özgüveni yüksel yetenekli bireyler olarak dönüyordu. Ve köylerinde ekonomik, toplumsal ve kültürel değişimler yaşandıkça, köylülerin sırtından geçinmeyi adet edinenler rahatsız oldu. 1946 yılıydı ve henüz Demokrat Parti kurulmamıştı. Ancak Demokrat Partililer henüz Cumhuriyet Halk Partisi içinde milletvekiliydiler. Laik Cumhuriyet'in karşıtlarından biri olan Reşat Şemsettin Sirer, Milli Eğitim Bakanı oldu. 7 Ağustos 1946’da ülkenin en uzun ve en verimli çalışan Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in bakanlığı sona erdi. Şemsettin Sirer, kayıtlara göre, Cumhuriyet Halk Partisi’ndeydi. Ancak aklı Demokrat Partili idi. Köy sahibi ağalar (Kinyas Kartal) ve Meclis’teki toprak sahibi milletvekillerinin desteği ile 19 Şubat 1947 tarihli ve 5012 sayılı tek maddelik yasayı Meclis’ten geçirdiler. Milli Eğitim Bakanı Şemsettin Sirer’e göre ‘tehlikenin asıl kaynağı bir üniversite özelliği taşıyan Yüksek Köy Enstitüsü’ydü. O da çok sürmedi, can damarı kesilerek kurutuldu. Ardından köy enstitülerinin kuramcısı ve kurucusu olan İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç, görevden uzaklaştırıldı. Meclis’ten geçen bu yasanın amacı, kadınları eğitim yasasından ayrı tutmak idi. Bu aynı zamanda Atatürk’ün kadın erkek eşitliği ilkesine de aykırıydı.

Şemsettin Sirer’in 7 Ağustos 1946’da başlayan Milli Eğitim Bakanlığı 8 Haziran 1948’de sona erdi. Bu iki yıl, bir ömre sığmayacak kadar emek isteyen Köy Enstitüleri'ni tarumar etmeye yetti. Yöneticilerin ve öğrencilerin binbir emekle yaptıkları bu güzelim enstitülere verilen ömürler hiçe sayıldı. Ardından Milli Eğitim Bakanlığı’na İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu Bingöl Milletvekili Hasan Tahsin Banguoğlu getirildi. O da Şemsettin Günaltay kabinesinde görev yaptı. Ne yazık ki yirminci yüzyılda modern ve çağa uygun bilimin, laik ve karma eğitimle köylere ulaşarak toplumsal uyanışın gerçekleştiğini görenler bunu istemedi. Oysa Büyük Atatürk 30 Ağustos 1925’te Kastamonu’da şöyle sesleniyordu:

Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan oluşmuştur. Mümkün müdür ki bir kitlenin bir parçasını ilerletelim diğerini görmezden gelelim de kitlenin tamamı ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir topluluğun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı semalara yükselebilsin? Şüphe yok ki ilerleme adımları dediğim gibi iki cins tarafından beraberce atılmak, ilerleme alanında birlikte kararlı yürümek gerekir. Böyle olursa inkılap başarılı olur.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C. II, S: 226-227.)

* * * * * * * * * * * 

KAYNAK:https://www.aydinlik.com.tr/haber/17-nisan-2021-koy-enstitulerinin-kurulusunun-81-yildonumu-2-yarim-kalan-ruyalar-241255


Hiç yorum yok: