9 Nisan 2022 Cumartesi

KÖY ENSTİTÜLERİNDE MATEMATİK DERSLERİ/PAKİZE TÜRKOĞLU

 

KÖY ENSTİTÜLERİNDE MATEMATİK DERSLERİ/PAKİZE TÜRKOĞLU

Tonguç bir enstitüde dolaştığı sırada, bir odanın telli penceresinden gördükleri ile onu çileden çıktı. Burası bir derslikti. Yeni alınmış cilalı masa ve sandalyelerde uyuklayan öğrenciler, karatahta başında "kare"yi anlatan öğretmeni dinliyordu.

Oysa böyle olmayacağını daha bir iki ay önce eğitmen kursuna geldiğinde anlatmıştı. Yağmurlar bastırıncaya kadar içerde ders yapılmayacaktı. Özellikle matematik vb. dersler için iş alanlarında hazır ortam çoktu. Karatahta başında kuru kuruya ders yapmayı enstitülerine sokmayacaktı. Enstitü sistemi, böylesine edilgen ve yararsız bir ders yapmaya temelden karşı olacaktı.

Müdüre ve yanındakilere dönerek:

-Enstitünün ne demek olduğunu ne müdür, ne yardımcısı ne de maarif müdürü hiçbiriniz anlamamışsınız. Bu iş böyle yürümez. Cehennem gibi sıcak bir yerde, hem de bahçede ölçüp biçilecek, hesaplanacak birçok iş varken bile öğrenciyi bu bunaltıcı yere sokmuşsunuz, matematik öğretiyorsunuz. Öğretmenler iş içinde ders yapmayı öğreninceye kadar kitleyin bu sınıfların kapısını!

Ötekilerden ayrılıp müdürle sınıfa girdi.Öğretmen Sabit bey, metrekareyi öğretmekte olduğunu anlattı.

-Bu dersi dışarda yapsak olmaz mı Sabit Bey, bak öğrenciler uyukluyor..

-Yazı tahtası gerekli ama efendim..

-Onu da alırsınız yanınıza.

İki öğrenci omuzladı taşınabilir yazı tahtasını. Koşarak, arkada yukarda, büyük ağacın altında toplandık. Çevreye tararcasına göz gezdirdi.

-İşiniz çok Talat! dedi müdüre. Ağacın önündeki boşluğun ne olacağını sordu..

-Orası narenciye bahçesi olacak efendim, mimara böyle bilgi verildi, görüp uygun buldu..

-Tamam işte!

Sabit Beye dönerek:

-Buranın ölçümünü yapın, hem de metrekareyi öğretmiş olursunuz.

Sabit Bey biraz tedirgindi. Ama bizim uykumuz dağılmış, terimiz kurumuş, kendimize gelmiştik. Tonguç oracıkta hemen örgütledi bizi. Başkanlar, nöbetçiler, işlikten ip, kazık, keser vb. araçlar almaya gitti. Kalanlar onun çevresinde toplandık; öğretmenimiz yanımızda. Önce toprak ölçüm bilgimizi yokladı.

"Bakın burası narenciye bahçesi olacakmış, sizce kaç dönümlük yer? Bir dönüm ne kadarlık yeri kapsar, kaç metrekare eder? Narenciye fidanları kaç metre arayla dikilir?"

Yaklaşık yanıtlar verdik hepimiz.

Yakınımızda bataklık kurutma çalışması yaptırmakta olan tarım öğretmeni de geldi. Fidanların kaç metre aralıkla dikilmesi gerektiğini anlattı. Sabit Bey ve tarım öğretmeni de bizimle birlikte çalışıyordu. İşlikten gelen sicim yumaklarını verdiler öğrencilere. Tonguç cebinden şerit metresini çıkardı. Bahçe önce dönüm olarak ölçüldü. Bir dönümün köşelerine büyük taşlar konuldu. Sonra bir dönüm üstünde onar metrekareler ve birer metrekareler bulundu. Her fidanın dikileceği yere küçük taşlar konuldu. Kaç fidan dikilmesi gerektiği sayıldı. İpler gerilerek metrekareler yapıldı, köşelerine kazık çakılınca kareler iyice ortaya çıktı, sayıldı. Bu çalışmalar yapılırken işe el sürmeyen öğrenci kalmadı. Herbirimiz bir yanından tutuyorduk.

Tonguç,Tarım öğretmenine:

-Bundan sonra Sabit Beyle birlikte çalışırsınız, birbirinize çok işiniz düşecek; kurutulan bataklığın ölçümünü de yaptırırsınız..

Sabit Beye de:

-Şimdi karatahtada bunların hesabını yaptırıp, ne kadar fidan dikilecek, tarım öğretmenine bildirirsiniz.

Gerçekten de metrekareyi hiç unutmayacak biçimde öğrenmiştik. Ağacın altında hesaplarımızı, çizimlerimizi rahatça yaptık, serinleyerek.

Matematik derslerinde kazanılan işlem yapma ve çözümleme yönteminin çabuk ve doğru olarak günlük işlerde, iş yaşamının sorunlarını çözmede kullanılmasını sağlamak, amaçların başında geliyor. Matematiğin en önemli amacını bu yolla öğrencinin zihin yeteneğini geliştirmek, ona mantık disiplini altında düşünme yeteneği kazandırmak olarak görerek, öğretmenden matematik konularını yaşamın sorunlarına uygulaması isteniyordu. Enstitülerde matematik derslerinin böyle yapılması zorunlu görülüyor. Bu yolla öğrenciler, en basit işlemin bile iş içinde "işe" yaradığını göreceklerdi.

* * * * * * * * * *

Kaynak: Pakize Türkoğlu,Tonguç ve Enstitüleri,İşbank yy,2004,İstanbul,s.275

* * * * * * * * * * * * * * *

KAYNAK: TC Yaşar Aladağ / "KÖY ENSTİTÜLÜLERİN ÇOCUKLARI” FACEBOOK GURUBU

https://www.facebook.com/groups/691168624252507/?multi_permalinks=4951183688250958%2C4953522851350375%2C4951195398249787%2C4954454927923834%2C4954705894565404&notif_id=1649413134304567&notif_t=group_highlights&ref=notif


Hiç yorum yok: