25 Ocak 2022 Salı

Tonguç ve Köy Meselesi / Firdevs GÜMÜŞOĞLU

 İsmail Hakkı Tonguç’un Mektupları ve Klasik Eğitime Karşı Özgürleştirici Eğitim / Firdevs GÜMÜŞOĞLU

..........................

Tonguç ve Köy Meselesi

Tonguç’un bütün eserlerinde köy sorunu önemli bir yer işgal eder. Çünkü o, köylerin içinde bulunduğu yoksulluk ve çaresizliğin bizzat tanığıdır. İlkokulu mezunu bir çocuk olarak tek başına önce Bulgaristan’dan İstanbul’a, sonra da İstanbul’dan Kastamonu’ya dek yolculuk yapar. “O; 1900’lerin başında Silistre’de yaşayan bir köylü ailesinin çocuğudur. Balkan Savaşı sırasında İstanbul’a okumaya, öğretmen olmaya gelmiş bir gençtir. Tonguç, hem Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altındaki Bulgaristan köylerindeki yoksul halkın yaşamını, hem de Anadolu’yu çok iyi bilmektedir. Öte yandan Batı’daki eğitime ve toplumsal sorunlarada yabancı değildir: 1918’de iş eğitimi almak üzere Almanya’ya gönderilir. Burada Georg M. Kerschensteiner’in ve John Dewey’nin ‘bilgi okulu’na karşı, ‘iş okulu’ tartışmalarıyla tanışır. Tonguç bu düşüncenin kendisine yabancı olmadığını fark eder. Öte yandan Almanya’da bulunduğu günlerde Berlin’de ve Münih’te sol ayaklanmalar gerçekleşmiş ve Tonguç bir öğrenci olarak, bu siyasal çalkantılara tanık olmuştur. Ancak Almanya’daki eğitimi kısa bir süre sonra kesintiye uğrar. Öğrenciliğinin henüz ilk yılındayken ülkesinin işgale uğradığı haberini alır. Almanya’daki diğer öğrencilerle birlikte 19 Mayıs 1919’da İstanbul’a döner”.


Tonguç’a göre Osmanlı İmparatorluğu’nda yöneticiler de, aydınlar da çoğunluk nüfusu oluşturan köylü ile yabancılaşmıştır. Tonguç şöyle der: “… Her şeyden evvel hakiki köyü tanıyalım. Hiç korkmadan, aldanmadan, demagogların oyunlarına kapılmadan onun bütün hususiyetlerini öğrenelim”. Onun eğitim anlayışında köy, her alanda çalışacak nitelikte kahramana muhtaçtır.

Bu kahramanlar köyün içinden yetiştirilmek zorundadır. Tonguç için bir köy “meselesi” vardır.

Ancak bu mesele bazılarının düşündükleri gibi mihaniki ‘köy kalkınması’ sorunu değil, anlamlı ve bilinçli bir şekilde köyün içten canlandırılmasıdır. Köyün insanı, öylesine canlandırılmalı ve bilinçlendirilmelidir ki onu, hiçbir kuvvet kendi çıkarına ve insafsızca istismar edemesin. Köyün

sakinlerine köle ve uşak muamelesi yapamasın. Köylüler bedava çalışan iş hayvanı haline gelmesin. Köy meselesi, köyde eğitim problemleri de içinde olmak üzere bu demektir”.


Tonguç, 1935 yılında Eğitim Bakanı Saffet Arıkan’ın ilköğretim alanında vazgeçilmez yardımcısıyken, bir yandan da 1938’de Köyde Eğitim ve 1939’da Canlandırılacak Köy adlı eserlerini yayınlar. Köyde Eğitim’i yazmadan önce kapsamlı bir araştırma yapar. Kitabın ikinci baskısının yapıldığı 1947’de Türkiye’nin 61 ilini, 305 ilçesini ve 9.156 köyünü incelemiştir. Aynı zamanda döneminin köy öğretmenlerinden ve müfettişlerinden aldığı raporlar sonucu Türkiye’nin eğitim sorununu analiz eder: “Buna göre, köyü ve köylüyü tanımak zorunludur. Köydeki sorunları anlamak için hastalığın teşhisi gereklidir. Ona göre Türkiye köylüsünün en önemli sorunu, egemen güçler tarafından yüzyıllar boyu sömürülmeleri, yoksulluk, eğitimsizlik ve Batıl inançlarla çevrelenmiş bir toplumsal yaşamdır. Bu durumdan en önemli çıkış yolu, köyün gerçek gereksinimlerine göre köylü çocuklarını yetiştirmektir. Bunun için de köylüyü iyi tanımak gerekmektedir. Tonguç, “köyde eğitimin nasıl olduğunu bilmedikçe, nasıl olacağını kestirmek mümkün değildir” der. Ona göre köy koşullarında büyüyen çocuk, bilinenden ve tercüme edilen kitaplarda yazılandan başka bir dünyadır.

* * * * * * * * * * * * * *  

KAYNAK: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/757811

İsmail Hakkı Tonguç’un Mektupları ve Klasik Eğitime Karşı Özgürleştirici Eğitim / Firdevs GÜMÜŞOĞLU - Prof. Dr., MSGSÜ, FEF, Sosyoloji Bölümü



Hiç yorum yok: