31 Ocak 2022 Pazartesi

Tonguç’un Mektupları ve Klasik Eğitime Karşı Özgürleştirici Eğitim - “Sonuç” / Firdevs GÜMÜŞOĞLU

İsmail Hakkı Tonguç’un Mektupları ve Klasik Eğitime Karşı Özgürleştirici Eğitim / Firdevs GÜMÜŞOĞLU

* * * * * * * * * * 

Tonguç’un Mektupları ve Klasik Eğitime Karşı Özgürleştirici Eğitim /

SONUÇ”

Görüldüğü Köy Enstitüleri sisteminin mimarlarından İsmail Hakkı Tonguç’un eğitim anlayışı, klasik eğitime karşı yaratıcı, üretici, köyü ve köylüyü kalkındırmanın araçlarını içeren bir niteliğe sahiptir. 1930’lu yılların ikinci yarısında, ülkenin okulsuz 40 bin köyü vardır ve 35 bine yakın öğretmen ihtiyacı bulunmaktadır. Köylüler binlerce yıl aynı üretim ve yaşam biçimine sahiptir. Ayrıca, genç nüfusunu on yıllar boyu süren savaşlarda yitirmiş bir ülke söz konusudur. Köylerde kadınlar, yaşlılar, hastalar ve çocuklar ağırlıklı nüfusu oluştururlar. Öte yandan

köylerin kasaba ve kentlerle bağlantısı yoktur ya da oldukça sınırlıdır. Yine köylerdeki salgın hastalıklar, başta gelen sorunlar arasındadır. Köylüyü yüzyıllar boyu ekonomik ve ideolojik hegemonyası altına almış olan yerel güçler (ağa, eşraf, aşiret reisleri, şeyhler vb) bir başka temel sorunu oluşturmaktadır. Yine yüzyıllar boyunca köylünün devlete olan güveni kalmamıştır. Devlet tarafından köylünün kapısı, yüzyıllar boyunca asker almak ve vergi tahsil etmek için çalınmıştır. Ülke geneline bakıldığında eğitim düzeyi oldukça düşük, nitelikli insan sayısı son derece sınırlıdır. İşte bu koşullarda ülkenin sağlıkçıya, öğretmene, zanaatkâra, üretimini kadere bırakmayan, rasyonel bir biçimde yapan köylüye gereksinimi bulunur. Timur’un Çavdar’dan aktardığı gibi, 1919’da ulaşım Anadolu’da develerle yapılmaktadır ve Anadolu’da 100 tane taşıt bulunmaktadır. Ülkenin en basit ihtiyaçlarının bile yurtdışından getirildiği koşullar söz konusudur.

Köylünün buğdayı pazara ulaşamadan çürürken, İstanbul’a yurtdışından buğday ithal edilmektedir. Ancak mevcut eğitim yöntemiyle nitelikli insan ihtiyacının giderilmesi söz konusu bile değildir. Bunun için yüzyıl beklemek gerekir. Tonguç’un sistematik hale getirmek istediği eğitim uygulaması, özetlemeye çalıştığımız bu ihtiyaçtan kaynaklanmaktır. O yüzden Tonguç, mevcut eğitimle yol alınamayacağına, tümüyle farklı bir anlayışla hareket etmek gerektiği konusuna odaklanır. Tonguç, köyü içerden canlandırmayı amaçlar. Bunun klasik eğitim sistemiyle başarılmayacağını düşünür, üretici, yaratıcı ve özgürleştirici eğitim ilkelerini yaşama geçirir. Onun eserleri, eğitim bilimi ve eğitim sosyolojisi açısından zengin veriler sunar. Tonguç’un eserlerinin yanı sıra mektupları da, okuyucuya geniş ufuklar açar.


Tonguç’un yazdığı mektuplarda, durağan bir yaşama sahip 1930’ların, 40’ların köyünü canlandırma, köyün çocuklarını köyün gereksinimleri doğrultusunda yetiştirme temel sorundur.

Onun uyguladığı eğitim yöntemi, eğitimin her aşamasındaki özneyle diyalog kuran, eleştiren, özeleştiri alışkanlığını oluşturmaya çalışan; ülke, doğa ve insan sevgisiyle yoğrulmuş bir nitelik taşır. Onun eğitim anlayışı hümanizmden beslenir, genç bireyleri topluluk değerlerine bağlı, ancak o değerlerin dönüştürücü öznesi olarak görür. Köy Eğitmen Kursları’yla başlayan ve Köy Enstitüleri’yle devam eden süreçte Tonguç’un mektupları; köylüden öğrenmeye, köylüye öğretmeye, öğrenilenlerin köyün yaşam kalitesini yükselmesine katkıda bulunmaya odaklıdır.

Eleştirel pedagoji alanında sıkılıkla vurgulandığı gibi, öğretenin öğrenci, öğrencinin de öğreten olduğu eğitim ortamları Köy Enstitüleri’nde uygulama alanı bulur. Öte yandan eğitim, bireyi toplumsal alanda güçlendiren, eleştirel aklı egemen kılan bir işleve büründürülmeye çalışılır.

Tonguç’un mektuplarında mevcut durumu değiştirmeye yönelik insanüstü bir çaba görülür.


Tonguç’un mektuplarındaki üslup; öğretici, eleştiri ve özeleştiriye dayalı, destekleyici, imeceyi ön planda tutan, özsaygıyı geliştiren, doğa ve insan sevgiyle doludur. Aynı zamanda alçakgönüllüdür ve bu yüzden de diyalogu içerir. Başlangıçta da belirtildiği gibi mektuplaşma, bürokratik yapının içinde işlevsel bir yöntem olarak bilinçli bir biçimde seçilmiştir. Böylelikle yöneten-yönetilen arasındaki uçurumu ortadan kaldırmak, sözü edilen kurumların gereksinimlerini ve taleplerini doğrudan Ankara’ya ulaştırmak hedeflenir. Bu yöntem, aynı zamanda inisiyatif alan, sorumluluğu ve başarıyı paylaşan yatay ilişkiler sistemini beraberinde getirmiştir.

Nitekim bu uygulamanın sonunda, kolektif aidiyeti olan, düşüncelerini açıklıkla söylemeyi öğrenen, katılımcı, sorunlar karşısında çözümler üretme yetisi gelişmiş, mesleğinin yanı sıra bir zanaat kolunda uzmanlaşmış, entelektüel birikimi olan 18 bine yakın öğretmen ve sağlık elemanı yetişmiştir. Bu insanlar, Türkiye’nin eğitim, bilim, sanat, edebiyat ve siyaset emekçilerini oluşturmuştur.


Tonguç’un mektupları, eğitim sisteminin içinde bulunduğu sorunları anlamak, çözümler üretmek için günümüz eğitimcilerine, bilim insanlarına ve yöneticilerine ışık tutan örneklerle doludur.

* * * * * * * * * * * * * * * 

KAYNAK: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/757811

İsmail Hakkı Tonguç’un Mektupları ve Klasik Eğitime Karşı Özgürleştirici Eğitim / Firdevs GÜMÜŞOĞLU - Prof. Dr., MSGSÜ, FEF, Sosyoloji Bölümü 




Hiç yorum yok: