29 Haziran 2022 Çarşamba

KÖY ENSTİTÜLERİNİ KIYANLAR, ÖLDÜRÜCÜ DARBEYİ VURANLAR / Alim Başaran

 

KÖY ENSTİTÜLERİNİ KIYANLAR, ÖLDÜRÜCÜ DARBEYİ VURANLAR / Alim Başaran

Köy Enstitüsü mezunu öğretmenlerin giderek çoğalmasıyla huzuru kaçanların başında toprak ağaları geliyordu. Eskişehirli bir toprak ağası olan Emin Sazak, bu okullara neden karşı olduğunu tarihe geçen şu veciz(!) sözüyle dile getirmişti: 

“Ben bineceğim eşeğin, benden akıllı olmasını istemem.”

Köy Enstitülerine asıl öldürücü darbeyi vuranın, Vanlı toprak ağası Kinyas Kartal olduğunu bizzat kendisinden öğreniyoruz. Şöyle ki, bir dönem Kastamonu milletvekili olan Sabri Tığlı, daha milletvekili olmadan 1958 yılında Milli Gençlik Teşkilatı delegesi olarak Hindistan'da yapılan bir toplantıya giderken, uçakta Van'ın ünlü toprak ağası Kinyas Kartal'la tanışır. Samimi bir ortamda ona:

─ Köy enstitüleri komünist yetiştirdiği için mi kapatıldı, diye sorar. Kinyas Ağa bu soruya:

─ Hayır, beni babam Moskova'da okuttu. Moskova Harp Akademisini bitirdim. Rus ordusunda subaylık yaptım. Bir Rus generalinin balerin kızıyla evlendim. Komünizmin ne olduğunu gayet iyi biliyorum. Köy enstitüleri komünist yuvası değildi, diye yanıt verir. Tığlı'nın:

─ Peki, karma eğitim (kız-erkek karışık eğitim) yapılmasından dolayı mı kapatıldı, şeklindeki sorusunu da:

─ Hayır, bütün dünyada okullar karma eğitim yapıyor. Kız erkek beraber okuyor, diye yanıtlar. Bu yanıtlar üzerine Sabri Tığlı:

─ Peki, ya neden kapatıldı, diye sorunca da, Kinyas Kartal:

─ Ben kapattırdım köy enstitülerini, der. Beklemediği bu yanıt üzerine Sabri Tığlı:

─ Nasıl yani, diye sorar. Kinyas Kartal:

─ Bak delikanlı, köy enstitüleri kesinlikle komünist bir uygulama değildi. Köy Enstitüleri, bizim devlet ve yönetim üzerindeki gücümüzü kaldırmaya yönelik, uzun vadeli ve çok akıllı bir uygulamaydı.

Benim Van yöresinde 258 köyüm var. Bu köylerde yaşayanlar devletten çok bana bağlıdırlar. Bana taparlar. Ben ne dersem onu yaparlar. Ne işi varsa bana sorar, evlenecek, boşanacak, askere gide cek, mahkemesi nesi varsa gelir bana danışırdı. Köylülerin devlet kapısındaki işlerini benim adamlarım yapardı. Mektuplarına kadar benim adamlarım yazardı. Ama köy enstitüleri açıldıktan sonra beş köyüme enstitü mezunu öğretmenler geldi. Onlar gelince köylüler, benim gücümden başka güçler de olduğunu öğrendiler ve bana bağlılıktan, benim sözlerimi dinlemekten uzaklaşır oldular.

Yaşadığımız sürece bize bağlı halk üzerinde söz hakkımızın ve etkinliğimizin yok edilmeye kalkışılmasını içimize sindiremedik. Ben düşündüm. 258 köyümün hepsine köy enstitüsü mezunu öğretmen gelirse benim ağalığın ne olur, sıfıra düşer. Böyleyse, benim harekete geçmem gerekir dedim ve doğudaki tüm ağalara telefon ettim. Onları topladım. Bir de batıdan buldum. Eskişehir'den Emin Sazak. Sonra 1950 seçimlerinin olacağı zaman Menderes'le pazarlığa gittik. Ona, "Köy enstitülerini kapatırsan şu gördüğün doğudaki tüm toprak ağalarının ve batıdan Emin Sazak'ın oyları sana. Kapatmazsan oy yok." dedik. Menderes, 1950'de iktidara gelir gelmez köy enstitülerinin temelini sarsmaya başladı. 1954'te de temelli kapattı.

Eğer bu sistem kaldırılmayıp bir on yıl daha sürseydi, hiçbirimiz yoktuk. Halk bizden çok devleti tanıyacaktı, devlete bağlı olacaktı. İşte gerçek neden budur, der.

* * * * *

PAYLAŞIM: “KÖY ENSTİTÜLÜLERİN ÇOCUKLARI” FACEBOOK GURUBU.- Alim Başaran - Öğretmenim Müfettiş Geldi. Öğretmen Dünyası Yayınları. Ankara – 2017.





Hiç yorum yok: