17 Kasım 2022 Perşembe

Zamanın Tünelinden esintiler - 2 : TÖS ve TÖDMF yetkili organlarının ortak bildirisi


TÖS ve TÖDMF yetkili organlarının ortak bildirisi(29 Ekim 1967)

“Merkezimiz(TÖS), TÖDMF Genel Merkezi ve Antalya’daki örgütlerimizle birlikte bir bölge toplantısı düzenlendi. 
Bu toplantıya Genel Başkanla birlikte, İkinci Başkan İ.Safa Güner, Yürütme Kurulu Üyeleri Ahmet Cenan ve Türkkaya Ataöv, Hukuk Bürosu Müdürü Nevzat Helvacı ile TÖDMF Genel Başkanı Bahri Savcı, Genel Sekreter İ.Hakkı Kaytanlı katıldılar. Antalya’da durum gözden geçirildi, sürülen öğretmenler ve bütün konuşmacılar konuştuktan sonra hazır bulunanların oybirliği ile Direnme Kararı verildi ve and içildi:

‘Anayasaya, halkımıza ve demokratik eğitim ilkelerine bağlılıktan dönmeyeceğiz. Toplumun asıl kaynağı olan halkımızın mutluluğu ve yücelmesi için –her çeşit baskıya rağmen- bilinçle hizmete devam edecek, asla yılmayacağız. Bütün baskı girişimleri, karşısında daima gücünü Türk halkından ve Anayasadan alan örgütlü ve kararlı Türk öğretmenini bulacaktır.’

“TÖS ve TÖDMF’nin Genel Yönetim ve Yürütme Kurulları Ankara’da toplanarak Antalya’da alınan Direnme Kararı’nı onayladı ve bunu ortak bir bildiri ile kamuoyuna açıkladılar.”

TÖS ve TÖDMF yetkili organlarının ortak bildirisi aşağıda sunulmaktadır:

“Türkiye’de 120 yıllık bir geçmişi olan öğretmenlik mesleği, bugün yoğun bir baskı altına alınmıştır. Bu baskı, öğretmenin düşünce, söz ve öğretme özgürlüğünü, dernek ve sendika çalışmalarını boğmak amacını taşımaktadır. Bu baskı, idareden, politik çevrelerden, iç ve dış çıkar guruplarından gelmektedir. Millet hayatını 1961 Anayasasının amaçlarına göre geliştirmek emelinde olan öğretmenler Cumhuriyet ilkelerini
gerçekleştirici, işe yarar, uyarıcı bir eğitim uygulamak istiyorlar. Bu eğitim, başta millî bağımsızlığın, Millet servetlerinin, millet emeğinin ve bütün millî çıkarların korunmasına yarayacaktır. Müzmin bir ekonomik ve sosyal yapı bozukluğu içinde çırpınan milletimiz, iç ve dış çıkar guruplarının bozucu tertipleriyle böyle bir milli eğitim hizmetinden yoksun bırakılmaktadır. Türk Öğretmeni bugünkü bunalımın nedenlerini kişisel değil, son
tahlilde ekonomik bir düzen sorunu olarak değerlendirmenin bilincine varmıştır.

“Esefle ifade edelim ki, Millî Eğitim Bakanlığının tutum ve tasarrufları da Türk Eğitimine böyle ters bir etki yapmaktadır.
“Son yıllarda öğretmenler üzerinde denenen baskı işlemleri, Bakanlıklar ve il emrine almak şeklinde beliriyordu. Yeni ders yılı başladıktan sonra, baskı işlemleri meslek örgütlerinin yöneticilerine ve bütün devrimci öğretmenlere uygulamak suretiyle onları evlerinden, eşlerinden ve okuyan çocuklarından ayırmak
şekline çevrilmiştir. Kendileri için hiçbir şey istemeyen bu öğretmenler, böyle küçültücü ve kırıcı cezalara asla müstahak değildirler. Her parçası aynı derecede kutsal olan yurt köşelerine hizmet götürmenin ciddi ve âdil yolları bulunup uygulanmalıdır.
“Biz, bu konudaki en haksız işlemleri sorumlu Millî Eğitim Bakanına ve yetkili Devlet ve Hükümet ileri gelenlerine defalarca duyurduk, bunların düzeltilmesini ve durdurulmasını resmen talep ettik. Taleplerimiz her zaman karşılıksız kaldı.
“Bunun üzerinedir ki, örgütlerimizin yetkili kurulları, bu günden itibaren bir direnme uygulamasına girişmeye karar vermişlerdir. Bu direnme Türk milletine ve onun çocuklarına daha faydalı bir eğitim sağlamak için yapılacaktır. Bu direnme, eli, kolu ve dili bağlanmak istenen öğretmenlerimizin daha verimli
çalışmalarını sağlayacaktır. İlân ediyoruz ki, kendileri hür olmayan öğretmenler, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesilleri yetiştiremezler. Bu direnme, Türkiye’nin geleceğini yükseltecektir.

“Bundan böyle, üzerimizdeki esef verici baskılar kalkıncaya kadar:

“1) Temsil ettiğimiz öğretmenler, öğrencilerine, velilerine ve bütün Türk Milletine bu haksızlıkları ve
bunların yaratıcılarını bir bir tanıtacak ve onları en açık şekillerde teşhir edeceklerdir.

“2) Öğrenci ana babalarını, kamuoyunu, basını, siyasî ve sosyal kuvvet merkezlerini, kitle haberleşme araçları ve olanaklarıyla bu haksızlıklara karşı en ciddi bir şekilde uyaracaklardır.

“3) Kuruluşlarımız, hukuka ve Anayasaya aykırı, meşruiyetsiz fiillere karşı öğretmen kitlesinin dayanışma gücünü harekete getireceklerdir.

“4) Bunlar da gerekli etkiyi sağlamadıkları takdirde bir nefis müdafaası durumuyla karşı karşıya bulunan öğretmenlerimiz ellerindeki en son çareyi kullanacaklardır.

“5) Her zaman, Türk Ekonomisini ve toplumsal hayatını bağımlı duruma getiren gerçek nedenleri bir bir
açıklayacaklar ve belleteceklerdir.” 

(29 Ekim 1967 günlü toplantıda kabul edilen bildiri, TÖS, a.g.k., 1969, s.16-18)
* * * * * * * * * 

Hiç yorum yok: